30 Temmuz 2012 Pazartesi

Tavuklu ve Patlıcanlı Bulgur Pilavı

Geçen akşam "İftara ne yapsam?" diye düşünürken buzdolabını gözden geçirdim.Bir tane patlıcan ve önceki akşamdan da bir miktar tavuksuyu ile haşlanmış tavuk kaldığını gördüm."Bunları değerlendirmek gerek ki ziyan olmasınlar" diyerek bulgur pilavı yapmaya karar verdim.Malum artık  pirinç pilavından mümkün olduğunca uzak duruyoruz.
Patlıcanı soyup minik minik doğradım ve tuzlu suya koydum.
Bir adet orta boy soğanı soyup küçük küçük (yemeklik) doğradım.
Bulguru (İki su bardağı kadar) yıkayıp süzülmeye bıraktım.
Suya koyduğum patlıcanları sıkarak aldım ve zeytinyağında (Ben başka bir yağ kullanmıyorum) Hafif pembeleşmeye başlayıncaya kadar kavurup soğanları ilave ettim.Soğan da kavrulunca bulguru katıp biraz kavurdum.Tuzunu kattım.Suyunu ilave ettim (Bulguru bir parmak geçecek şekilde).Tencerenin kapağını kapatıp kaynamaya başlayınca en küçük ocağın kısığına aldım.Pişmeye yakın kemiklerinden ayırıp küçük küçük parçaladığım tavak etlerini pilavın üzerine yaydım.
Suyu bitince ocağı kapatıp üzerine kağıt havlu koyarak kapağını kapatıp demlenmeye aldım.
Güzel oldu.Özel bir tarif değil, sadece bir fikir...
Afiyet olsun...

Limonata

Sıcak yaz günlerinin vazgeçilmez içeceği, LİMONATA...
Bizim evde her daim bulunan iki içecek vardır.Biri yaz-kış her an bulunan ayran; diğeriyse yaz aylarında bulunan limonata...
Piyasada satılan gazlı içeceklerden vazgeçeli ve çocukları da vazgeçireli uzun zaman oldu.Limonatayı zamn bulamadığımda hazır tükettiğimiz de oluyor ama tercihimiz ev yapımı olması.
Limonata yapmak için farklı yöntemler kullanılıyor.Benim tarifim şöyle:
1kg limon
İsteğe göre toz şeker
Evde varsa birkaç dal taze nane, hepsi bu...
Yapılışına gelince;
Önce limonları elma sirkeli suda bir müddet bekletip (Üzerine parlatmak için kullandıkları kimyasallardan temizlemek için) ovalayarak güzelce yıkıyorum.
Rendenin püre kısmıyla veya ince rendesiyle kabuğun sarı kısımlarını (beyaz kısımlarının gelmemesine dikkat ediyorum ki acılaştırmasın) rendeliyorum.
Rendelediğim kabukların üzerine toz şekeri koyuyorum ve elimle ikisi özleşene kadar mıncıklıyorum.
Limonların suyunu sıkıp şekerlenmiş kabukların üzerine döküyorum.Varsa taze nane yapraklarını da ilave ediyorum.
Bu karışımı birkaç saat beklettikten sonra ince bir tel süzgeçten geçiriyorum.Şekeri erimediyse karıştırarak eritiyorum
Tadını kontrol ediyorum şekeri az gelmişse ilave ediyorum.(Bunu yaparken hazırladığınız limonatanın konsantre olduğunu ve sulandırara içeceğinizi unutmayın).Tamamsa uygun bir kaba doldurup buzdolabında soğumaya bırakıyorum.Sulandırarak servis yapıyorum.
AFİYET OLSUN.....

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Ne Pişirsem?




      Biz kadınların kafamızı en çok meşgul eden "Ne pişirsem?" sorunu sanırım.Geçen akşam iftar sofrasından kalkmamışken başladım "Yarın akşam iftara ev halkının hoşnut olacağı ne pişirsem?" diye düşünmeye.Ve "Yarın akşama ne pişirmemi istersiniz?"  diye sordum.Aman Allah'ım sormasaydım keşke..."Ben de amma yapmışım ama...". Tok karınla düşünülecek şey miymiş bu?...Kendime derdettiğim şeye bakmış...Niye böyle şeylere canımı sıkıyor muşum...Anlayacağınız sorduğuma, soracağıma bin pişman oldum...
     İşte kadınla erkeğin farkı...Halbuki biz kadınlar bunu her zaman yapıyoruz...Yemeğe birkaç saat kalana kadar bekleyip "Dur bakalım, canım ne isteyecek, ona göre yapayım" demek gibi bir lüksümüz yok malesef...Öyle düşünmek için erkek olmak gerekiyor sanırım...Eee boşuna dememişler "Kadınlar Venüs'ten,erkekler Mars'tan..."

24 Temmuz 2012 Salı

Sıradakiler...

 Günlerdir süren aşırı sıcaklar nedeniyle zorunlu kalmadıkça -tabiri caizse- burnumuzun ucunu dahi dışarı çıkarmıyorduk.Bugün öğleden sonra birikmiş birkaç işi halletmek için çıktım.İşleri halletmekle kalmayıp bir de yüncü ile kitapçıya (Olmazsa olmazlar...) uğradım.
Şu an örmekte olduğum bebek battaniyesi (Kız bebek için) biter bitmez bu yünlerden yeni bir battaniyeye (Erkek bebek için) başlayacağım.
Tabii dayanamayıp hemen başlama ihtimalim de yok değil...
 Yüncüden çıkınca da kitapçıya uğradım. Şu an aynı yazarın "Bahçemde Yeşeren Umutlar" adlı kitabını okuyorum.Anlatımı rahat, zevkle okunan bir kitap.Konusu da güzel, hoşuma gitti.Ayrıntılarını kitabı bitirdiğimde paylaşabilirim.
Gerek kitapları okuyan arkadaşlarımın tavsiyeleri gerekse bloklardaki paylaşımlarda dile getirilen beğenilerden dolayı bu kitapları okumayı kafama koymuştum.Artık okuyabilirim.
Anlayacağınız çoooook işim var...

22 Temmuz 2012 Pazar

Nazar Boncuğu Anahtarlık

 Keçe söz konusu olduğunda daha çok kalp çalışmayı seviyorum ama nazar boncukları da çok şirin oldu.
Nazar boncuklu anahtarlıklar sünnet mevlidi hediyesi olarak tasarlandı...

Bereketli Kek

 "Kek" dendiğinde favori tarifim budur.Kalabalık misafir için ideal; çünkü miktarı çok.Tenha olduğunuz zamansa hamuru iki farklı kek olarak pişirip çeşidi arttırabilirsiniz.

 Malzemeler:
5 adet yumurta
2,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
4 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Buraya kadarki malzemeyle sade bir kek yapabilirsiniz.Ama eğer biraz farklı lezzet isterseniz hayal gücünüzü ve damak tadınızı harekete geçirin.Biraz limon kabuğu rendesi ve şekerli limon suyu; portakal kabuğu rendesi ve portakal suyu;ceviz; üzüm; kakao...

 Ben hamurumun yarısıyla kuru meyveli;
 diğer yarısıyla da kakaolu yaptım...
Tavsiye ederim....

20 Temmuz 2012 Cuma

Hoşgeldin Ramazan



Onbir ayın sultanı Ramazan ayına erdik, şükürler olsun...Dilerim tüm müslüman aleminin ramazanı sağlıklı,mutlu,huzurlu,bereketli; daha da önemlisi şekilde değil özde güzel geçsin.Ramazan ayı sadece vücudumuzu arındırmakla kalmasın; ruhumuzu  da kinden, nefretten,ikiyüzlülükten,kibirden,kendini beğenmişlikten, gereksiz hırslardan, her türlü kötü huy ve düşünceden arındırsın...
Hayırlı ramazanlar diliyorum...

18 Temmuz 2012 Çarşamba

SERENAD

Tatile giderken başladığım kitabımı nihayet nihayet bu akşam bitirebildim.Kitabı okumamın bu kadar uzun sürmesine bakarak sıkıcı bir kitap olduğunu düşünmenizi istemem.Kitabın çabuk bitmemesi tamamen benimle alakalı.Yazlıkta ev işleri, misafir ağırlama (Bundan kesinlikle şikayetçi değilim),komşularla geçirilen güzel zamanlar ve tabi daha da önemlisi yakın gözlükleriyle okumanın verdiği sıkıntı gibi sebeplerle bugünü buldu.
Gelelim kitaba;
Zülfü Livaneli yine harikalar yaratmış.Etkileyici bir hikaye.Ülkelerin değil insanların tarihine değiniyor bence. "Soykırım" iddialarıyla sıksık gündeme gelip suçlanan ülkemizin insanlarının da dünya üzerindeki birçok halklar gibi tarihte bir şekilde bu acıları yaşamış olduğunu gözler önüne seriyor.Medeniyet ne kadar ilerlerse ilerlesin insanların acımasızlığı, masum insanları göz yummadan katledebilmesi gerçeği değişmiyor galiba.Günümüzde de gözümüzün önünde benzer olaylar yaşanmıyor mu?
Kitap bana Paulo Coelho'nun kitaplarını hatırlattı (Çok severek okuduğum bir yazardır.).Paulo Coelho "Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım" , "Veronika Ölmek İstiyor" ve adını şu an hatırlayamadığım (Bunun için özür diliyorum) bir kitabında daha "insanları yaşamında köklü bir değişim olması için bir haftanın çok uzun bir zaman olduğu" tezini savunuyordu.Bana göre "Serenad"da  Maya'nın yaşamında olan da buydu bir bakıma.
Kitabı okumanızı öneriyorum.
Ben bu akşam yeni bir kitaba başlıyorum: "Bahçemde Yeşeren Umutlar" Kitabı sevgili ardaşım Nursel hediye etti.Teşekkürlerimi gönderiyorum, sevgiler...

8 Temmuz 2012 Pazar

Royalicingli Kurabiyelerim

"Royalicing"li ilk kurabiye denemem...
İnternette araştırma yaparak tarifini ve yapılışını buldum ve denedim.
Çok zevkli ama şeker hamuruyla kaplamaya göre çok daha uğraştırıcı ve yorucu bir çalışma gerektiriyor.

Bu kurabiyeler canım yeğenimin doğum günü içindi...

Oğlum İçin...

Bu yıl oğlum ilköğretimi bitirdi.Bu kurabiyeleri onun için yaptım...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...