30 Ağustos 2012 Perşembe

Eminönü Maceramız

 Emimönü'ne gidip mısır çarşısı,Mahmutpaşa,ne varsa dolaşıp (hepsini bir güne sığdırmak mümkün değil tabiki) yeni malzemeleri görmeye ve ihtiyacım olanları almaya bayılıyorum.
Bugün de Eminönü'ndeydik.Üç sebepten oradaydık;1-eşime ve oğluma iç çamaşırı almak,2-gıda boyası ve şeker hamuru almak,3-Bebek için hastane odasına süsler almak.
     Sabah 9:30'da oradaydık.Önce bebek için alacaklarımıza baktık.Dükkanlar o saatte çok tenhaydı, rahat rahat gezdik ama biraz hayal kırıklığına uğradık doğrusu.Çünkü herşeyi o kadar özensiz yapmışlar ki insan almak için içine sinen birşey bulamıyor.Örneğin bir ürünü mavi çalışmışlar ama üzerinde birbirinden alakasız, uyumsuz, envayi çeşit mavi var.Zaten bütün dükkanları dolaşmanıza da gerek yok Hepsinde olan genelde aynı çeşitler.Birkaçında daha güzel bir-iki çeşit var.Fiyatları da sözleşmişler zaten, hep aynı söylüyorlar.Onun için çok gezmenize gerek yok.Kuru kahveci Mehmet Efendi'nin buram buram kokusunu yaydığı sokağa girin,sokak boyunca ilerleyin.Bütün çeşitler burada.Sokağın sonuna doğru sağ taraftaki dükkanın çeşitleri daha düzgün ve temiz gibi geldi bize.İhtiyaçların birini oradan birini buradan toparladık çok şükür.
     Sıra geldi şeker boyasına.Bu işe yeni başladığımda ürünler hakkında fazla bilgim de yokken Besan'dan alışveriş yapmıştım.Çeşidi bol.Yalnız içerde öyle bir karmaşa var ki insanın başı dönüyor.Bir de artık ben Wilton markanın dışında şeker boyası almayı düşünmüyorum ve orada yok."Fo" marka var, o da fena değil ancak istediğim rengi yakalayamıyorum.Onun için artık malzemelerinin daha kaliteli olduğunu düşündüğüm "Coşan" dan alışveriş yapıyorum.Müşteriyle çok güzel ilgileniyorlar.Kadıköy'de de mağazaları var,fiyatlar aynı.Deneyin,kararı siz verin.Bu arada pasta malzemesi satan dükkanlarda Kurukahvecinin sokağında.
     Üçüncü olarak sıra çamaşır almaya geldi.Yıllardır bizim ailecek erkek çamaşırlarını aldığımız yere gittik."Baykar"...Bezciler Sokaktaki dükkana gitmek için Mısır Çarşısı'ndan çıktıktan sonra epeyce yukarı yürünüyor.Sorunca gösteriyorlar zaten.Ben daha önce Dagi'den aldığım çamaşırlarda sorun yaşadım,yıkadıkça çarpıldılar.Pijamalarında da aynı sorun oldu üstelik.Ama yıllardır bu markada hiçbir sorun yaşamıyorum.Yalnız erkek çamaşırlarını tavsiye ediyorum.Bayan atletlerini ilk kez aldım,kullandıktan sonra söyleyebilirim.Düzine almanız gerekmiyor,altılı paket de veriyorlar.Yalnız kartla alacak olursanız fark oluyor.Peşin almak gerekiyor.
     Eğer siz de gitmek isterseniz aman ha geç gitmeyin.Saat 12:00'i geçti mi sokaklarda yürümek mümkün olmuyor.Benden söylemesi...
Not:Elimdeki onca yükle fotoğraf çekemediğim için internetten bulduklarımı koydum:((

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Kapı Süsü-2


Kalpli kapı süsünün birçok rengini yaptım fakat fotoğraflarını çekmeden verdim.Sadece bu renginki kalmış elimde.Onu sizinle paylaşmak istedim.Yazın keçeyle uğraşmak zor geldi.Kesilip hazırlanmış durumdaki birçok ürün havaların soğumasını bekliyor tamamlanmak için...

28 Ağustos 2012 Salı

Bebek Battaniyesi-10

 Battaniyelerimin hepsinin yarım olduğunu düşünmenizi istemem.
 Yeni bitirdiğim bebek battaniyesi...

24 saat yetmiyor ki...



Beynim ve hayal gücüm  sürekli mesaide...Yıllardır isteyip de yapamadığım her şeyi yapmak istiyorum...Sürekli düşünüyorum ve hayal ediyorum ama ellerim ve zamanım bu hıza yetişemiyor malesef..
Aklıma gelen işi hemen başlamak istiyorum.Hayalimdekinin gerçeğe dönüştüğünü gördüğümde rahatlıyorum.Ama onu bitiremeden yeni fikirler doluşuyor kafamın içine...Hooop bir işe daha başlıyorum...Bu maymun iştahlılık mıdır bilemiyorum.Aslında hevesim geçmiyor.Bir şekilde sıraya koyup bitiriyorum çünkü bitmiş hallerini görmeden rahat edemiyorum.
Resimlerde gördüğünüz yarım bebek battaniyeleri sözlerimin kanıtıdır...
"Bir Yumak Mutluluk" kitabını okuyan çok sevdiğim bir yakınım geçende "Yücel Teyze şimdi seni daha iyi anlıyorum." dedi.Evet Bir yumak,bir mutluluk...Küçük Mucizeler Dükkanı'nı okuyup bitirdim.Mucizeler ne zaman nerede belli mi olur?Bildiğim bir şey varsa el işleri her zaman benim üzerimde mucizevi bir etki yaratıyor.
Zamanım yetmediğinde keşke diyorum, gün 24 saat olmasa...

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Kurabiye Kursuna Gittim...


Çok mutluyum,çünkü uzun zamandır istediğim bir şeyi yaptım bugün: Kurabiye kursuna gittim:))
Şimdiye kadar kendi çabalarım ve araştırmalarımla bir şeyler yapıyordum ama hep içime sinmeyen bir taraf kalıyordu.
Bugün işin püf noktalarını öğrendim.Artık bundan sonra geliştirmek bana kalıyor.
Kurs ortamı çok güzeldi.Anlatılacak çok şey var aslında ama kurs sonrası da ailece gezmeye gidince ayakta duracak halim kalmamış durumda.Onun için fazla anlatamayacağım.
Sadece şunu söylemek istiyorum: BEN HAZIRIM...Artık kendime güveniyorum, bu işin altından kalkabilirim...
Tabi bu, Sevgili Müge Hanım sayesinde oldu.Kendisine çok çok teşekkür ediyorum, başarılarının devamını diliyorum...

24 Ağustos 2012 Cuma

Bayram Kurabiyeleri

 Bunlar da bayram için yaptığım kurabiyeler...








Ramazan Bayramı

Herkesin geçmiş ramazan bayramını kutluyorum.
Biliyorum çok geç oldu ama kusuruma bakmayın,şartlar böyle gerektirdi.
Aslında bu bayram evde olmaya karar vermiştik.Çünkü zaten işi gereği İstanbul trafiğiyle boğuşan eşim bayram trafiğini yaşamak istememiş ve biz de ona hak vermiştik.Ancak bayrama birkaç gün kala içimize sinmedi.Ani bir kararla gitmeye karar verdik.
Durum böyle olunca apar topar bir hazırlık telaşı başladı.Bavul hazırlığı,evle ilgili işler,bir yandan da oruç ve sıcak...Koşturmaktan bir hal oldum.
Ailede (İstanbul'da oturanlara) doğum günü pastalarını benim yapmam gelenekselleşti artık.Ama memlekettekiler bloğumdaki resimleri görüp iç geçiriyorlar ve biraz da sitem ediyorlardı.Ben de o telaşenin içinde "fırsat bu fırsattır" deyip bir taşla iki kuş vurmak istedim.
Bir bayram pastası hazırladım.
Böylece herkes bir aradayken kesip yeriz ve onların da gönlü olur diye düşündüm.
Böylece resimlerdeki pasta çıktı ortaya.
Bununla da kalmadı aslında bir de bayram kurabiyesi hazırladım, ama onları daha sonra yayınlayabileceğim.
Eve çarşamba günü döndük ve döndüğümüzden beri de malum, bavul boşalt,çamaşır,ütü faslı derken gecikme kaçınılmaz oldu.
Neyse "geç olsun da güç olmasın" demiş atalarımız...
Hepinize nice sağlıklı,mutlu,huzurlu ve sevdiklerinizle bir arada geçireceğiniz bayramlamlar diliyorum....
Sevgiler...

23 Ağustos 2012 Perşembe

Bebek Battaniyesi-9

Kız bebekler için ördüm.Tığ ile, 110 zincir çekerek trabzanla başladım.+ numara tığ kullandım.Daha önce ördüğüm battaniyelerden kalan yünlerimi değerlendirdim.İnternette gördüğüm bir modeli uyguladım.Siz de benzer renk ve şekilleri uygulayabilirsiniz.
 Örmek isteyenler için kolaylık olması için büyük resim koyuyorum.Rahatlıkla sayarak yapabilirsiniz.
Kolay gelsin...

14 Ağustos 2012 Salı

Doğum Günü Pastası

 Bu defaki doğum günü sevgili Şeyma'nındı.Ailenin doğum günü pastalarını benim yapmam gelenekselleşti artık ve ben bundan çok büyük keyif alıyorum.Zevklerini az çok bildiğim için bu doğrultuda, sürpriz olarak hazırlıyorum.
İlk denemelerimde doğruyu söylemek gerekirse  "başarabilecek miyim?" endişesini taşıyordum. Artık kenime güveniyorum.Öncelikle kaliteli malzeme kullanıyorum ve kullandığım tarifler harika, pastalarımın lezzeti her zaman tam not alıyor.
Süsleme konusunda başlangıçta ellerim titriyordu, şimdi rahatım.
Çiçek modellemeyi yapamıyorum(şimdilik...)Bu konuda da çalışacağım.
Pastalarım ve kurabiyelerim beğenildikçe yakın çevreden sipariş gelmeye başladı.
Hayırlısı, diyorum.Allah yardımcım olsun.

Muhallebili Güllaç

 Ramazanın olmazsa olmazı "Güllaç"
Akşama ne tatlısı yapsam,diye düşünürken güllaç paketinde kalan dört yaprak güllaç geldi aklıma.Sadece onları yapsam yetmeyecek yapmasam ziyan olacak."En iyisi bizim evde her zaman kabul gören sütlü tatlılardan biriyle buluşturayım bunları."   dedim.
Önce muhallebiyi hazırladım.O soğurken Güllacın iki yaprağını tepsiye döşedim.Muhallebiyi üzerine yaydım.Onun üzerine öğütülmüş antep fıstığı yaydım.Tekrar iki yaprak güllacı döşedim ve yine üzerine fıstık serperek süsledim.
Soğuyunca buzdolabına kaldırdım.Servis için çıkardığınızda sütünü tamamen çekmiş oluyor.O zaman üzerin biraz soğuk süt gezdiriyorum, daha güzel oluyor.

Afiyet olsun...

Kruton




Ramazan sofralarının vazgeçilmezi çorba...Ama çorbanın da vazgeçilmezi var...Kruton ekmek...
Kruton ekmekle çorba keyfi bir başka güzel oluyor...
Aslında tost ekmeğinin kabukları çıkarılarak yapılan kruton en güzeli...
Ama son günlerde bir heves alınan pideler ertesi güne kalınca iftarda kimse bayat yemek istemediğinden bunları değerlendirmek en doğrusu oluyor.
Küçücük doğranan ekmeklerin üzerine eritilmiş tereyağı dökülerek bir güzel harmanlanır.
Ve doğruca fırına verilir...
Fırından nar gibi kızarmış olarak çıkan ekmekler,
iftar soframızın baş tacı olan çorbalarımızı süsler...
Afiyet olsun...



3 Ağustos 2012 Cuma

Kendimce-Dekorasyon

Ortancalar yaz bahçelerinin vazgeçilmezi...Ablam, sağolsun bu ortancaları bahçesinden toplayıp kurutmuş.Saplarından bir iple asmış ve bu şekil kurumuşlar. Ben de onları masamın ortasındaki kaba yerleştirdim.Bu halleri çok hoşuma gitti.(Fotoğrafta hala pek iyi değilim.Işığı uygun kullanamıyorum sanırım.Çiçeklerin salonumdaki görüntüsü fotoğraftakinden çok güzel.)

Kış Hazırlıkları Başladı...

Buram buram ter döktüğümüz bu sıcak yaz gününde "kış hazırlıkları" sözü tuhaf görünüyor olabilir ama bu sıcaklarda çalışırsak kışın rahat edeceğiz.
Bugün gördüğünüz gibi menemenlik hazırladım.İlk kez geçen yıl yapmıştım.Daha doğrusu sevgili komşum "Asuman" ile yapmıştık.Benim ayağım alçıdaydı.Sağ olsun,ben yardım ettim, o yaptı.(Kim demiş komşuluk öldü diye...)
Geçen yıl kış aylarında mis gibi mevsim sebzesinden yapılmış menemeni yemek çok hoşumuza gitti.Artık domatesin, biberin mevsimi kalmamış olsa da bizim evimize mevsimsiz hiçbir sebze meyve girmez. Onun için de yazın yapabildiğim kadar bu tür hazırlıklar yapıyorum.Yavaş yavaş, ağır ağır yapıyorum, beni yormuyor.
Biberlerimin biraz fazla olduğunu görünce bir küçük kavanoz da biber kavurması yaptım.
Sırada domates suları ve salça var. Onlar için de ayın 15'inden sonra harekete geçeceğim.Çünkü domateslerin en olgun ve dolayısıyla salça için en uygun olduğu dönem 15 ağustos- 15 eylül arasıdır..
Allah sağlıkla yemeyi kısmet eder inşallah...


Bakras'tan çekiliş var




Bakras 1. yılı şerefine birlikte sizler için güzel bir çekiliş yapıyor.
Bakras Balköpüğü Blog'undaki 3 kişiye çekilişle istediği çantayı hediye veriyor.
Evet istediğiniz çantayı :)
www.bakras.com.tr 'ye giriyorsunuz, beğendiğiniz çantayı seçiyorsunuz ve sizin oluyor.
Yapmanız gerekenler:

17 Ağustos gününe kadar:
-Blogun izleyicisi olmak. (sağ kısımda izleyiciler kısmından)
-Bakras Facebook sayfasını beğenmek ve profilinizde paylaşmak. www.facebook.com/bakras
-Çekilişi varsa blogunuzda, yoksa Facebook'unuzda duyurmak.

Tüm şartlar tamamsa yorum olarak linkleri ve mailinizi yazmayı unutmayın.

2 Ağustos 2012 Perşembe

Kıymalı Beğendi

Bu sabah niyetim iftar için "hünkar beğendi" yapmaktı.Malzemelerimi kontrol etmek için dolabı karıştırınca dondurucuda kavrulmuş kıyma kabını gördüm ve aklıma ev hakının "Ali nazik'i" ne kadar sevdiği geldi.Ben de iki yemeği birleştirsem nasıl olur, diye düşünerek "kıymalı beğendi" yapmaya karar verdim.
Zaten parça etten pek hoşlanmayan çocuklar için daha bile cazip oldu.Sonuç herkesi memnun etti.
Niyetim tarif vermek değildi, her yerde olan beşemal sos tarifi,közlenmiş patlıcan ve de domatesli biberli, sarımsaklı kavrulmuş kıyma sonuçta.Benim niyetim tariflere kendimizden birşeyler katmakta cesur davrandığımızda güzel sonuçlar alabildiğimizin örneğini vermek.
Deneyin, pişman olmazsınız. 
Afiyet olsun...

Mercimek Çorbası


Her evde pişer mercimek çorbası...Ve her evde ayrı bir lezzet katılır...
Atalarımız ne güzel söylemiş "Her even soğan doğrayışı ayrıdır." diye... Dolayısıyla mercimek çorbaları da kimbilir kaç çeşit yapılır...
Ben bu defa okuduğum bir yemek kitabındaki gibi yaptım.Sonuç bütün ev halkı tarafından beğenildi.Şöyle yaptım:
1 adet kuru soğanı yemeklik doğrayıp yağda kavurduktan sonra yıkayıp süzdüğüm mercimekleri de ilave ederek biraz kavurdum.Sonra suyunu (Et suyu veya tavuksuyu varsa daha iyi olur ama şart dağil tabi) ilave ederek mercimekler yumuşayıncaya dek pişirdim.(Bu arada gaz yapmasını önlemek amacıyla az kimyon kattım.) Pişen malzemeyi blendırdan geçirdim.İstenirse süzgeçten de geçirilebilir.Tuzunu,karabiberini ekledim.Bir de farklı olarak az miktarda zerdeçal kattım.
Sonuç süperdi.
Tavsiye ederim, deneyin...
Afiyet olsun...

"Bahçemde Yeşeren Umutlar"

Kitabı bitireli bir hafta oluyor ama düşüncelerimi paylaşacak zamanı ancak buluyorum.
Kitabı zevkle okudum.Okumanızı tavsiye ederim.
Kitabın konusunu veya özetini anlatmayacağım.Sadece bana düşündürdüklerini paylaşmak niyetindeyim.
Dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım "insan" aynı insan.Dilimiz,dinimiz,rengimiz,yaşadığımız coğrafya farklı olabilir;sevinçlerimiz,üzüntülerimiz,umutlarımız,sevgilerimiz,nefretlerimiz...kısacası insanı insan yapan bütün duygu ve düşüncelerimiz aynı.Hele ki "annelik" söz konusu olunca aynı fedakarlıklar,koruma içgüdüleri,meraklar...hiç değişmiyor.
Anne-babalar çocukları için güzel bir yaşam kurma gayretiyle uğraşıyor;onları gelebilecek her türlü tehlikelerden koruyup kollamaya gayret ediyor;bu uğurda bazen "asla yapmam" dedikleri şeyleri yapıyor;çocukları için endişeleniyor;bazen onları kendilerinden dahi korumak zorunda kalıyor...
Kitabı okuyunca "Acaba benim anne babamın da benim bilmediğim, tanımadığım yönleri var mı?" yada "anne-babamı yeterince tanıyor muyum?" diye düşündüm.Çünkü en yakınımızdaki kişilerin dahi bizim hiç bilmediğimiz bir yaşamları,farklı bir yüzleri olabiliyor.
Veya "Benim kızım bizi ne kadar tanıyor acaba?" diye düşündüm.Onun iyiliği için, onun haberi olmadan birçok şey yaptım bugüne kadar...Bunları bilmesi gerekmiyor...
Yıllar önce çocuk eğitimiyle ilgili bir kitapta "Çocuklarınızdan, onlar için yaptığınız fedakarlıkları anlamalarını ve takdir etmelerini beklemeyin, hayal kırıklığına uğrarsınız" diyordu.Çok doğru bir söz.
Aslında hiçbirşeyi karşılık bekleyerek de yapmıyoruz zaten.Önemli olan tek şey çocuklarımızın, onları ne kadar çok sevdiğimizi bilmeleri sanırım...Her insan gibi bizim de hatalarımız olacak,kimse kusursuz değil sonuçta...
Annelik zor zanaat ama hiçbir şeyle değişilmeyecek kadar da güzel...
Çocuklarımı çok seviyorum; annemi de.... 

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Keçe Ayakkabı Çantası

Ev gezmesine giderken yanımda götürdüğüm ayakkabı veya terliklerimi taşıyabileceğim bir ayakkabı çantası yaptım.
Dışarda giyilen ayakkabılarla eve girilmesini doğru bulmuyorum ve bundan hiç hoşlanmıyorum. Benim evime böyle girilmesi istemediğim gibi ben de başkalarının evlerine sokak ayakkabılarımla girmiyorum.
Dolayısıyla bu çanta işime yarayacak gibi duruyor.
Açık hali böyle.yanlardan çekilince sıkışıyor ve her defasında bağlamak istemiyor. Çektiğimiz kısımlar da sap görevi görüyor.

Tavuksuyu Çorba

Tavuksuyu çorbanın pek çok yapılış şekli var.Ben özellikle oğlumun sevdiği şekilde yaptım bu akşam.
2 adet tavuk kalça (kemikli ve derili)yı tuz ve tane karabiberle düdüklü tencerede kaynattım.Bir süzgeç yardımıyla süzerek suyunu aldım.
Tencereye aldığım tavuksuyunu kaynatıp arpa şekriye kattım.Göz kararınca kattım ama şehriyesinin oldukça bol olması gerekiyor.(Çünkü terbiye yapılmadığı için çok sulu olursa iyi olmaz.)Diğer tarafta tavuk etlerini deri ve kemiğinden ayırarak küçük küçük parçalıyorum.Etler zaten pişmiş olduğu için şehriyeler pişince ilave ediyorum.Tuzunu kontrol ediyorum.
Limon ve karabiberle servis yapıyorum.
Tavsiye ederim.
Afiyet olsun...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...